ÇAY TV.
İnsanlara ve topluma faydalı olmak amacıyla çalışan 23 yıllık televizyonculuk dünyasından tanıdığımız Çay TV. kanalının sahibi Cemal Külünkoğlu ile birlikteyiz.
Sizi tanıyabilir miyiz?
1962 Rize doğumluyum. Rize’de ortaokul, Mısır’da hukuk bölümü üzerine üniversite eğitimimi tamamladım. Amerika’da İşletme Bölümü üzerine yüksek lisans yaptım ve Uluslararası Ticaret, Toplumsal Kalkınma, İnsan Kaynakları Yönetimi konularında uzmanlık eğitimi aldım. Okumayı ve yazmayı çok severim. Müslüman Çocuğa İslami Terbiye, çocuk kitapları serisi, Biz ve İslam, Kur’an-ı Kerim Meali ve son olarak Müslümanlarda Eksen Kayması kitaplarının yazarıyım. 1993’de Rize’nin Sesi ve Rize TV’yi kurdum. Bunu Çay TV ismiyle değiştirerek 23 senedir televizyonculuk yapmaktayım. Aynı zamanda pvc alüminyum üzerine Bakü’de çalışmaktayım. 1998’de Amerika’ya giderek otomobil parçaları üzerine bir iş ağı kurdum. Bu işe bağlı olarak Bursa’da küçük bir atölye sahibiyim. Parçaları üreterek sadece Amerika’daki şirketimize ihracat yapıyoruz. Fakat çalışma tempomu çoğunlukla Çay TV’ye vermiş durumdayım. Evli, 3 çocuk babasıyım.
Kanal kurma fikri nasıl oluştu ve neden Çay TV?
Türkiye’de özel radyolar ilk kurulmaya başladığı zaman Rize’de radyo oluşturdum. Çünkü iletişim teknolojisinin hızla geliştiği bir dönemde radyo çok önemli bir iletişim aracıydı. Daha sonra 93 yılında televizyon kanalları kurulmaya başladığında Rize TV’yi kurduk. Milli-manevi değerlerden sapmamak kaydıyla, kamuoyuna tarafsız bir şekilde faydalı olmak amacıyla hizmet etmek ve her insanın evinde olmak istedik. Rize TV’yi bölgesel bazda değiştirmek için Karadeniz’in en meşhur ürünü olan Çay ismi aklımıza geldi ve kanalımızı Çay TV olarak değiştirdik. Yurtdışında birçok ülke tarafından izlenen kanalımız sayesinde Karadeniz’imizin çayını da tanıtmış olduk.
Medya patronu olmanın avantajlarını ve dezavantajlarını bizimle paylaşır mısınız?
Bu işin avantajları tabii ki vardır, olacaktır da. Fakat ben hiçbir zaman bundan istifade etmeyi düşünmedim. Kanalın referans, reklam, yönlendirme gücünü kullanmadım bu duruma ihtiyaç da duymadım. Ancak şöyle bir faydasından bahsedebilirim, 8 yıldır salı günleri “Kur’an Ekseni” adlı bir program yapıyorum. İnsanlara faydalı olmak, onların dua ve manevi desteğini almak şahsım adına beni çok motive ediyor. Dezavantajları şudur; yaptığınız haber ve programlarla kamuoyunu yanıltırsanız ve yanlış yönlendirirseniz sıkıntı yaşarsınız. Televizyon programlarını idare etmek çok zor olsa da yaptığınız işe dikkat etmek zorundasınız. Bütçe açısından kanal sayısının artmasıyla reklam pastası azalmakta, giderimiz ise artmaktadır. Bu sektörde maddi sıkıntı yaşamak her an mümkündür.
Çay TV’de yayınlanacak programlarda içerik nelere dikkat ediyorsunuz?
Her programımız için geçerli olan kriterler; insanlara faydalı olmalı, manevi ve ahlaki değerlerine dikkat edilmeli, yozlaşmaya sebebiyet vermemelidir. Bir programın izlenip izlenmeyeceğini düşünmeden önce her zaman bunları düşünmek gerektiğine inanıyorum.
Medya patronu olarak en çok ne tür programları takip ediyorsunuz?
Siyaset ve ekonomi programlarını takip ediyorum. İzlediğim programlar bana bir şey kazandırmalıdır. Hem stres atmak hem de zaman kaybına uğramamak adına faydalı programları takip etmeye çalışıyorum.
Televizyonda görmeye tahammül edemediğiniz programlar var mı?
Sadece zaman kaybı olacak insanları ve programları ezberlemek bana boş geliyor. Bir insan programa çıkıyor birkaç türkü ezberleyerek sanat icra ettiğini iddia ediyor. Bu tarz yayınları izlemek çok hoşuma gitmiyor açıkçası. Televizyon ciddi bir kitle iletişim aracıdır o araç bizim için zaman kaybı olmamalıdır, televizyondan olumlu şekilde faydalanmak gerekir.
Basın sektöründe çalışmak ve personel çalıştırmak oldukça zordur. Bu zorlukları hafifletmek adına neler yapıyorsunuz?
Çalışan elemanlarımızla üst kadronun iletişimi çok kuvvetlidir. Çay TV’de %70 çalışan 20 yıllık personelimizdir. Çay TV için iftiharla şunu söyleyebilirim; biz bir aileyiz ve hiçbir çalışanı kendimden ayrı tutamam. İnsan empati yapmak zorunda olan bir varlıktır, bir çalışan hastaysa, evlenecekse veya herhangi bir problemi varsa onunla ilgilenmek zorundayım. İş konusunda çok disiplinli olmama rağmen hiçbir arkadaşım benim kurumumdan ayrılmak istemez fakat daha iyi bir iş imkanı olduğunda aksaklık yaşayacağımızı bilmemize rağmen o çalışanımızın yolunun açılması için önayak oluruz. Çay TV bünyesinde çalışan herkes benim için değerli olduğu için zorlaştırmak yerine kolaylaştırmanın derdindeyiz.
RTÜK’ün basına müdahale ettiğini düşünüyor musunuz?
Haksız bir müdahale olduğu kanısındayım. Belli başlı kanalların sıkı takip edildiğini, bazı kanalların dikkate alınmadığını görmekteyim. Kurallar muhakkak ki olacaktır, ama bu kurallar herkes için eşit olmalıdır. Ayrıca RTÜK denetleyici bir kurum olarak sadece ceza kesen bir mekanizma değil, kanallara fayda da sağlamalıdır.
RTÜK başkanı siz olsaydınız izleyeceğiniz yol haritası nasıl olurdu?
Adil ve esnek bir idari yapı izlerdim. Yanlışlık tespit ettiğim bir kanalda yöneticilere ceza vermeden önce, onlarla konuyu enine-boyuna görüşürdüm. Neyin, neden yanlış olduğunu anlatarak, insan kazanmaya çalışarak yanlışlığı gidermeye çalışırdım. Bu adımımdan sonra uyarıcı cezalara başvururdum. Televizyonlarda faydalı olmayan programları kaldırırdım. Mevcut reyting sistemini değiştirirdim. Ölçüm için aileleri belli bölgelerden değil tüm Türkiye’den seçerdim. Bu sayede daha doğru bir ölçüm sağlanabilirdi.
Medya sektöründe çalışanlara neler tavsiye edersiniz?
İnsan üretken bir varlıktır, medya çalışanı da üretimle beslenir. İnsanların kendilerini yenilemesi için üretken olması gerekmektedir, bu sebeple her gencimiz kanal, gazete, dergi gibi platformlarda çalışması taraftarıyım. Bu işi sürdürebilmek için kişinin istekli, azimli ve yenilikçi olması gerekir. Sonuna kadar yenilenme azmi olan her gencimiz bu işi yapabilecek kapasitededir.
Röportaj: İrem OKUMUŞ