ATEŞTEN İNSANA SERİNLİK GELİR Mİ HİÇ?
İstismar, ülkemizde ve dünyada kanayan bir yara olarak içimizi acıtan çok ciddi bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle bu aydan itibaren sizlere ihmal ve istismarı uzun uzadıya anlatmaya çalışacağım. Bu ayki yazımda istismarın genel olarak tanımlamasına yer verip çeşitlerinden kısaca bahsedeceğim.
Çocuk istismarının insanlık tarihi boyunca var olduğu bilinmesine karşın dünyada problem olarak algılanması ve buna yönelik çalışmaların başlaması ortalama 100 yıllık bir süreçtir. Türkiye de ise bu konu ile alakalı çalışmaların yapılması çok daha yenidir. Bunun sebebi de istismarın bir yanıyla toplumumuzla özdeşleşmiş olmasından kaynaklanmasıdır. Örneğin dayak atmak fiziksel istismar kapsamında nitelendirilse de atasözlerimize baktığımızda bu durumu ne kadar normalleştirdiğimizi görürüz: ‘’ Eti senin kemiği benim, kızını dövmeyen dizini döver, annenin vurduğu yerde gül biter… vb ‘’. Ya da cinsel ve duygusal istismar başta olmak üzere bütün istismar tiplerinin yaşanabildiği çocuklu yaşlarda zorla yaptırılan evliliklere baktığımızda içinde bulunduğumuz acı durumun maalesef ülkemizin belli kesimlerinde halen normal sayıldığını görebilmekteyiz. İşte bütün bu sebeplerden dolayı istismar kavramı ülkemizde batıya göre yeni yeni tartışılmaya ve önlemler alınmaya başlanmıştır.
Küresel olarak Türkiye’de çocuk istismarının nedenlerine baktığımızda ise çocuk istismarını etkileyen faktörlerin başında nüfus artışı, göçler, sosyoekonomik durumun bozukluğu, eğitim yetersizliği, çoğu yerde yaşamın içinde kabul gören bir davranış olması ve kapalı bir toplum olmamız gelmektedir.
Bu alanda çalışan uzmanlar her ne kadar olayı saptayıp, tedavisini ve rehabilitasyonunu yürütse de hukuki olarak da önlemlerin arttırılması gerekmektedir. Hukuksal olarak yeterli önlemler alınmadığında kalıcı başarı elde etmek mümkün değildir. Bununla birlikte son yıllarda Türkiye de istismar olgusu ile alakalı fazlasıyla hukuksal adım atıldığı da unutulmamalıdır.
Tanımını ise şu şekilde yapabiliriz: Çocuk istismarı, çocuklara karşı aktif olarak girişilen, ve onların fiziksel, zihinsel, duygusal ve toplumsal gelişimlerini zedeleyen her türlü eylemdir. Çocuk ihmali de hangi nedenle olursa olsun çocuğun temel gereksinimlerinin karşılanmamasıdır.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’ de genel olarak ihmal ve istismarı, çocuğun sağlığını, fiziksel gelişimini ve psikososyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen, bir yetişkin, toplum veya ülke tarafından bilerek ya da bilmeyerek yapılan davranışların tümü şeklinde tanımlamaktadır.
Yani çocuğun büyüme ve gelişmesini olumsuz yönde etkileyen ve engelleyen her türlü davranış ‘’ÇOCUK İSTİSMARIDIR’’.
İstismara sebep olabilecek davranışların iki değişkene bağlı olduğu görülmektedir:
- Zaman içerisinde değişiklik göstermesidir. Bundan 50 yıl öncesinde normal kabul edilen bir davranış bugün olması gereken davranış kalıbının dışında kalabilir.
- Bu davranışlar kültürden kültüre, ülkeden ülkeye farklılık gösterebilir.
İstismar çeşitlerini kısaca şöyle özetleyebiliriz:
- Fiziksel İstismar: Çocuğa acı veren ve bilerek gerçekleştirilen şiddet davranışlarıdır. Bunlar dayak atmak, vurmak, vücuduna herhangi bir şekilde zarar vermek… vb olabilir.
- Cinsel İstismar: Bir yetişkinin, cinsel obje olarak kullanmasıdır.
- Ekonomik İstismar: 15 yaşın altında bir çocuğun çalıştırılmasıdır. Çalıştırılan çocuklar fiziksel, cinsel ve duygusal istismara daha açık hale gelirler.
- Duygusal İstismar: Çocuğun devamlı kötülenmesi, diğer insanlarla ilişkiden yoksun bırakılması, sürekli olarak ağır zararlar verme veya terk edilme ile tehdit edilmesi, çocuktan yaşına ve gücüne uygun olmayan taleplerde bulunulmasıdır.
- İhmal: Çocuğun beslenme, giyinme, barınma, eğitim, sağlık, sevgi ve ilgi görme…vb gibi temel gereksinimlerinin karşılanmasında ihmal gösterilmesidir.
Yaşanan istismar sürecinde ve sonrasında çocuklar erken ve ileri yaşantılarında çok fazla olumsuz olarak etkilenebilmektedir. Aşağıdaki belirtiler sık görülür:
- Aşırı korku ve tedirginlik yaşayabilirler
- Suçluluk ve utanç duyabilirler
- Kendilerini güçsüz ve çaresiz hissedebilirler
- Kendilerine ve başkalarına olan güven duyguları sarsılabilir
- Yakın ilişkiler kurma konusunda zorlanabilirler
- İçe kapanabilirler
- Öfke ve saldırganlık gösterebilirler
- İnsanlardan kolay etkilenebilirler
- Vücutlarına zarar verebilirler
- Aileden uzaklaşabilir, evden kaçabilirler
- Okul başarısında düşüş yaşayabilir ve okuldan kaçabilirler
- Alkol veya madde kullanmaya yönelebilirler
- Bu etkiler genellikle yetişkinlik döneminde de devam eder.
Burada en önemli olan nokta ise her ne olursa olsun ailelerin çocukları ile iletişimlerini koparmamaları gerektiğidir. Çünkü çocuklar böyle durumlarda içinde bulunduğu duygu ve düşünceleri aileleri ile paylaşmaktan çekinebilirler dolayısı ile yaşananlar fark edilemeyebilir. Bu sebeple aileler çocuklarını sürekli olarak gözlemlemeli, iletişim kanallarını her zaman açık tutmalı, çocuklarının duygu ve davranış değişikliklerini fark edebilmelidir. Böyle bir durum ortaya çıktığında da mutlak suretle önlem alınmalı gerektiğinde bir uzmandan yardım alınmalıdır.
Gelecek ay fiziksel istismarı ayrıntılı olarak tartışacağız. Kendinize iyi bakın. Mutlu kalın.
Ayşe Nurcan ÖZÜÇAĞLIYAN
Klinik Psikolog
Nurcan.psikolog@gmail.com