İslamofobi, son yıllarda giderek artış gösteren bir durum olurken insanların İslam’a bakışı sürekli olumsuz yönde etkilenmektedir. Kendini çeşitli saldırılar ve dışlamalarla ön plana çıkaran bu anlayışın aslında İslam’a ve Müslümanlara karşı bir hareket olduğunu ifade etmek mümkündür. Yeni Zelanda’da gerçekleşen cami saldırısını ele almadan önce İslamofobi’nin ne olduğunu açıklamak konuyu daha iyi kavramak açısından hayli değerli olacaktır. O halde ilk olarak İslamofobi nedir? sorusuna cevap vererek başlayalım!
İslamofobi Nedir?
İslamofobi kavramı, İslam ve ‘phobia’ yani korku kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmuş bir tamlamadır. Bu kavramın ön plana çıkmasında çeşitli unsurlar söz konusudur. Türkçede İslam Korkusu olarak da bilinen bu kavramın sadece İslam dinine değil bu dine inananlara ve dine ait olan bütün kültürel unsurlara karşıtlık olduğundan söz etmek gerekir. Korkunun sonucunda kin ve nefret duygularının yayılması da söz konusu olur.
İslamofobi kavramının ortaya çıkışı 1990lı yılların ilk evresinde olmuştur. 1991 yılında ‘İslamofobi’ kavramının kullanılması söz konusu olsa da bu kavramın bir anlayışı işaret etmesi 11 Eylül saldırıları ile kendini hissettirmiştir. Kendini Müslüman olarak ifade eden terör örgütlerinin saldırıları nedeniyle Batı dünyasında ciddi anlamda dillendirilen İslamofobi’nin temelleri Endülüs’ün Emeviler tarafından fethedilmesi vardır.
Batı dünyasının İslam’a bakışı daima problematik olduğundan Müslüman olan ya da Müslüman olduğu düşünülen her harekete karşı çok ciddi bir karşı çıkış söz konusu olur. İslamofobi’nin güçlenmesini uluslararası ilişkiler alanında çalışmalar yapan Huntington’ın ‘Medeniyetler Çatışması’ eseri de destekler.
Yeni Zelanda Saldırısı ve İslam Korkusu
2019 yılında dünya Yeni Zelanda’da bulunan 2 farklı camiye yapılan saldırıyla uyandı. Müslümanlara ve yabancılara yönelik şiddet eylemleri Kıta Avrupası’ndan sonra Yeni Zelanda gibi uzak coğrafyalara da yayılmış oldu. İnsanların huzur ve refah içerisinde yaşadığı bir coğrafya olan Yeni Zelanda’da bu saldırı şok etkisi yaratsa da saldırganlara yönelik tutum maalesef üzücüydü.
Yeni Zelanda’nın ChristChurch adlı kentindeki iki camiye yapılan saldırıda 52 Müslüman hayatını kaybetti. Saldırganların taşıdıkları silahlar ve patlayıcılar düşünüldüğünde saldırının planlı olduğu gün yüzüne çıkıyordu. Yeni Zelanda hükümeti ve ilgili kurumlar yaşanan olayı derinlemesine araştırsa da Müslümanlara karşı tutumun değişmediği görülüyordu.
Batı dünyasında bir camiye saldıran kişilerin genellikle psikolojik rahatsızlığı olan bireyler olarak yansıtılması İslamofobik düşüncenin farklı bir versiyonudur. Çünkü Charlie Hebdo ve Londra’daki Metro Patlaması düşünüldüğünde haber kaynaklarının tamamı ilk andan itibaren terör saldırısı olarak haber yapmıştı.
Terörün dini, dili ve ırkı olmadığı düşüncesi pragmatik bir şekilde yansıtılsa da Oryantalist düşünce tam tersini iddia eder. Müslümanlara karşı gerçekleşen saldırılarda toplumdan soyutlanmış ve yalnızlaşmış insanların psikolojik sorunlardan kaynaklanan patlamaları ön plana çıkar. Bu nedenle de İslamofobi artarak devam eder. Peki, bu duruma karşı Yeni Zelanda Cami Saldırısı örneğinden de harekete geçerek bir çözüm bulmak mümkün mü?
İslamofobi’nin Nedenleri Nelerdir?
İslamofobi’nin nedenleri genellikle bu kavramla alakalı en çok tartışılan konulardan bir tanesi olur. Bu nedenle de nedenleri ele alırken iki farklı bakış açısından İslamofobi ile alakalı değerlendirmeler yapmak çok daha sağlıklı olacaktır. Hangi anlayışın gerçek ve doğru olduğu göreceli olduğundan bu konuda sadece değerlendirmeleri yapmak yeterli olacaktır.
İslamofobi’nin Kaynağı Müslümanlardır
Batı dünyasının kabul ettiği bir anlayışa göre İslamofobi’nin temeli Müslümanlardır. Çünkü Müslümanlar saldırgan bir tutumla Batı dünyasına bakarken sürekli olarak çevrelerine zarar verirler. Bu da aslında nefret edilecek bir profilin oluşmasına neden olur. İslamofobik anlayışın yayılmasına neden olan bu durum da gittikçe daha büyük kitlelerin İslam’a yönelik saldırgan bir tutum sergilemesine neden olur.
Müslümanların genellikle karşı çıktığı bu durumda İslam dünyası saldırıları gerçekleştirenlerin Müslüman olmadıkları düşüncesini savunur. Bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmek olduğu anlayışı ile hareket eden İslam dünyası bu konuda terörist saldırıları da lanetler.
İslamofobi’nin Kaynağı Batı Dünyasıdır
İslamofobi’nin kaynağını batı dünyasında görenlerin sayısı azımsanmayacak derecede fazladır. Çünkü İslam’a yönelik olumsuzluğun yayılması batıda yaşayanların Müslümanlar’a karşı bakış açısını değiştirir. Bu durum neticesinde de Batılı toplumlar İslam dünyasına ait her şeyi dışlar. Dışlanmışlık ise Müslüman kitlelerin bir karşı çıkışla kendilerini hissettirmelerine neden olur.
İster inşacı bir yaklaşımla ister realist bir yaklaşımla konuya yorum getirin. İslamofobi ile alakalı sorunları çözmenin temelinde diyalog olduğundan söz etmek şarttır. Yeni Zelanda toplumu saldırıyı öven söylemler ile hareket ettiğinde insanların bu saldırıların tekrarı için çaba sarf edeceğini bilmek gerekir. Öte yandan Yeni Zelanda’da bu saldırıların olumsuzluğu vurgulandığında toplumun İslamofobik bakış açılarından sıyrılacağı bir gerçektir.
İslam ve yabancı düşmanlığı; modern toplumların en ciddi problemleri olarak dikkat çekiyor. Bu nedenle de insanlık bu konularda güçlü bir refleks yaratarak kendini yenileyecek bir tutum sergilemeyi arzu ediyor. Eğer İslamofobi ile başa çıkmak istiyorsak bizden olmayanı kucaklamayı öğrenmeliyiz.