Seksenler dizisinin meşhur “Susmuş” karakterini canlandıran, Müzisyen, aranjör ve oyuncu Aydın Sarman, suskunluğunu bozarak Çekmeköy 2023 Dergimizin Şubat sayısına konuk oluyor. Röportajımızı keyifle okumanız dileğiyle…
Merhabalar Aydın Bey Çekmeköy 2023 Dergisi okuyucularımız için biraz kendinizi tanıtır mısınız?
Merhaba 02.03 1968 Sivas doğumluyum, haliyle de Sivaslıyım J Liseye kadar Sivas’ta büyüdüm, Sivas’taki tüm okulları bitirdim J Sonra üniversite tahsilim için İstanbul’a geldim. Müzik yaşantım ve dizi sektöründeki oyunculuk yaşantım İstanbul’da devam ediyor. Evliyim ve iki erkek çocuk babasıyım. Anadolu yakasında oturuyorum.
Konservatuar mezunusunuz. Müzik kariyerinize nasıl başladınız? Ne tür çalışmalar yaptınız?
Müzik yaşantıma lise yıllarında başladım. Sonra bunun eğitimini almam gerektiğini düşünerek İstanbul’a geldim, İTÜ Devlet Konservatuarı Çello bölümüne girerek bitirdim. Öğrencilik yıllarımla beraber profesyonel olarak müzik yaşamıma başladım. Stüdyolarda aranjörlük yaptım, büyük orkestralarda düzenleme ve performans sergiledim.
2009 yılında Yapımcı Birol Güven’in eşi Burcu Hanımla birlikte müzik yapım şirketi kurmuşsunuz. Firmanızın kuruluş aşaması ve çalışmalarından bahseder misiniz?
2009’da MİNT prodüksiyon çatısı altında, Do Re Mint Müzik Records şirketini kurduk. Amacımız dizilere ve filmlere müzik yapmak ve post prodüksiyon hizmeti vermekti.Bu halen devam ediyor. Yaptığımız dizilerin sanat efektlerini ve çok özel albümleri, ansiklopedik değeri olan, öğreti değeri olan ve ömür boyu dinlenecek eserleri arşiv bağlamında çok önemli sanatçıları ve eserleri halk ile buluşturmaktı şirketi kurmakta ki amaçlarımızdan biride…
Kaç tane dizi ve filme müzik yaptınız ve bunlar arasında sizi etkileyen hangileri oldu?
Birol Güven ve Burcu Güven ile 2006 yılında çalışmaya başladık. O günden bu yana 30 dizi, 12 tane film müziği yapmışız. Bunların hepsi benim için çok önemli, bunların içinde içerik ve müzik olarak unutamadıklarım, liseden sonra girilecek sınav sistemini anlatan bir dizi olan “OKS Anneleri” dizisi, bunun yanı sıra “Arka Sıradakiler” dizisi ve “Seksenler” dizisi beni en çok etkileyen diziler olmuştur.
Covid-19 pandemisi sürecinde birçok sektör gibi müzik camiası da bayağı bir darbe aldı. Bu konuda sizin düşünceleriniz nedir?
Üretim açısından, bestelemek açısından, nota yazmak açısından, pandeminin bir avantaj oluşturduğunu düşünüyorum. Ama performans açısından, sahnede müzik yapan arkadaşlarımız adına da bu durumun çok kötü olduğunu ve bu arkadaşlarımızın herkes tarafından desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani dolayısıyla sahnede performans gösteren enstrümanistarkadaşlarımızın daha zor durumda olduklarını biliyorum.
Müzisyenliğinizin yanında oyuncu olarak da dizi ve filmlerde görmeye başladık sizi, oyunculuğa başlamanız nasıl oldu?
“Seksenler” dizisine susan çirkin bir adam lazım oldu. Birol Güven dedi ki en iyi sen oynarsın bunuJÖylece başlamış oldu oyunculuk hayatım. Arka Sıradakiler, Çocuklar Duymasın, konuk oyuncu olduğum diziler, Seksenler de ise beş sezon Susmuş’u oynadım. Nasipse Olur filminde bir saatçiyi oynadım.
Şoray Uzun’un sunuculuğunu yaptığı “Futbolu bir bile var” programında Galatasaray taraftarı olarak ekranda yer alıyorsunuz. Takım sevginizden ve programdan biraz bilgi verir misiniz?
O program şöyle oluştu, biz kendi aramızda bir VAR grubu kurduk. Bu grubu kurmamızın sebebi tamamıyla futbola getirilen VAR sistemini kendi aramızda eleştirmek ve kritik etmekti, bunu da mizahlı bir şekilde eleştirip kritik etmeye başladık. Sonra bunu 360 TV genel yayın yönetmeni sevgili Altuğ Demirel televizyona taşıyalım dedi. Bizde bunu taraftarlar olarak mizahlı bir şekilde televizyona taşımış olduk. Bu arada baba takımım olarak Galatasaraylıyız. Ama doğum yerim Sivas, Sivas Spor’un alt yapısında futbol oynadım. Bu yüzden de Sivas Spor kırmızı çizgimdir. Fanatik olarak Sivas Sporluyum. Ama bu programda dört büyük takımdan birinin formasını giymem gerekiyordu. Aynı zamanda Galatasaraylı olduğumdan, o yüzden Galatasaray formasını seçtim. Sonuna kadar da savunurum.
68 doğumlu birisi olarak geçmişi de iyi bilirsiniz. Müzik ve oyunculuk ile ilgili geçmiş zaman ile şimdiki zamanı mukayese edebilir misiniz?
Şu an teknoloji çok ileri boyutta.Sanatsal durumu, özellikle müzik ve stüdyo kayıtlarında bana doğalı bozulmuş gibi geliyor. Bu aslında çok önemli ve zor bir konu aslında.Teknolojinin ileri bir düzeyde olması çok büyük bir avantaj sağlıyor. Müzik konusunda eskiden tüm müzisyenler bir odaya girip aynı anda çalarlardı. Solistte diğer bir odada aynı anda söylermiş, dolayısıyla kayıt ortamındaki samimiyet ve tüm müzisyenlerin duygusu ve o havadaki ambiyans ve hava kayıt olurmuş. O zaman duygunun geçmesi de daha gerçekçi olurmuş. Yani daha doğalmış, şimdi kayıt teknolojileri çok ileri ama o dönemki soundlarve samimiyetleri şarkılarda bulamıyorum.
Oyunculuk anlamında da o dönemde düşünsenize bir kere çekme hakkınız var. Ne oynadınız, oynadınız. Bir daha geriye gelip, bunu bir daha alalım, bir daha çekelim deme şansınız olmuyor. Hem çok büyük para, hem teknik açıdan çok zor. Şimdi öyle değil, setlerde kestik diyor yönetmen, tekrar giriliyor. Olmadı bir daha alalım deniliyor. Böyle bir durum var.
Arkadaşlarınıza Aydın Sarman nasıl biri diye sorsak sizce ne cevap verirlerdi?
Zannediyorum beni çok severler.JBen sevmeyi, gülmeyi seviyorum. Bu arada arkadaşlarımın en çok neden şikâyet ettiğini söyleyeyim. Ben kolay kolay hiçbir cümleyi sonuna kadar getiremem, Cümleye başlarım o an kelimeler anlamını yitirir sonra boş ver derim, arkadaşlarım da derki, ya Allah rızası için şu cümlenin sonunu da getir. J
Bize ayırdığınız zaman için çok teşekkür ederiz. Çekmeköy 2023 okuyucularımız için son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Ben de size çok teşekkür ediyorum. Çekmeköy 2023 okuyucuları için özellikle şu pandemi sürecinde tüm kurallara uymaları çok önemli, birlik olmaları önemli, birbirini sevmeleri önemli, hayata karşı pozitif olmaları önemli, herkese sağlık ve sıhhat diliyorum.
Ümit ŞENER