Ebeveynler, bebeklerini ilk kucaklayacakları o özel anı heyecanla beklerler. Çocuklarına güzel bir hayat sunabilme, onun büyümesine, gelişimine tanık olabilme ve ileride başarılı, kendi ayakları üstünde durabilen bir birey olması ile ilgili hayaller kurarlar. Ancak çocuklarının sağlığı ile ilgili yolunda gitmeyen bir durumla karşılaştıklarında, çocuklarının özel gereksinimli olduğunu öğrendiklerinde büyük bir hayal kırıklığına uğrar ve çocuklarının bugünü ve geleceği için endişe duymaya başlarlar. Özel gereksinimli bir çocuğa sahip olduğunu öğrenen aileler, tanıyı kabullenme ve bu gerçeğe uyum sağlama sürecinde çeşitli basamaklardan geçerler. Her aile kabullenme ve uyum sağlama sürecinde kendi hızıyla ve kendine özgü biçimde ilerler.
UYUM SÜRECİNDEKİ AŞAMALAR
- İLK AŞAMA: Şok, inkar, üzüntü ve çöküntü.
- İKİNCİ AŞAMA: Kararsızlık, suçluluk, utanç.
- ÜÇÜNCÜ AŞAMA: Pazarlık, yeniden düzenleme, kabullenme ve uyum.
ŞOK
Çocuklarının özel gereksinimli olduğunu öğrenen ailelerde gözlenen tepkilerden ilkidir. Aileler bu duruma tamamen hazırlıksız yakalanırlar. Şok döneminde ebeveynler, çaresizlik, hissizlik, ağlama davranışları gibi pek çok olumsuz tepki gösterirler. Şok sürecinde aileler, çocuklarının engel durumunda izlemeleri gereken yolu hemen araştırmaya başlayabilirler veya uzun süre teşhisi kabul etmeyerek, çocuklarında herhangi bir problem olmadığının söylenmesi umuduyla farklı merkezlere giderek uzun bir zaman geçirebilirler.
İNKAR
Tanının yanlış konulmuş olabileceğini düşünen aileler, içinde bulundukları duygu durumuna bağlı olarak gerçeği inkar ederler. Çocuğun geleceğine yönelik duyulan endişeler, “Çocuğumun hali ne olacak?” sorusunun yarattığı baskı ve bu soruya verilen yetersiz yanıtlar, ailelerin durumu inkar etmesine neden olmaktadır. İnkar sürecinde aileler, yaşadıkları duygularla mantıkla başa çıkmaya çalışabilirler veya uzmanın aslında çocuklarında herhangi bir problem olmadığını söylemesini bekleyebilirler.
ÜZÜNTÜ VE ÇÖKÜNTÜ
Bu süreçte üzüntü, muhtemel yaşanan duygulardandır. Çöküntü (depresyon) ise genelde çözüme ulaşamayan üzüntünün bir sonucu olarak, umutsuzluğun artması durumudur. Bu süreç, yeni karşılaşılan gerçekliğin kabul edildiği ve hayal kırıklığı duygularının farkına varıldığı bir geçiş dönemidir. Ancak ‘Neden ben?’ düşüncesi, suçluluk duygusu yoğun yaşandığında üzüntü ve çöküntü uzun süre devam edebilir.
KARARSIZLIK
Bu süreçte bazı ebeveynlerde kendilerini çocuğa adama davranışı, bazılarında ise çocuğu reddederek, hiçbir ihtiyacıyla ilgilenmeme davranışı görülebilir. Bu durum sevgi veya öfke duygusunun yoğun yaşanmasından kaynaklanır. Kararsızlık dönemindeki annelerin, hayatlarını tamamen çocuğuna adadıkları, çevreleriyle ilişkilerini en aza indirdikleri gözlemlenirken, babaların ise, kendilerini tamamen işlerine verdikleri, evden uzaklaştıkları görülmektedir.
SUÇLULUK
Suçluluk duygusu, özel gereksinimli çocuğa sahip ebeveynlerin yaşadıkları en güç duygudur. “Keşke” ile başlayan düşünce biçimleri, suçluluk yaşanmasına sebebiyet verir. Bu duyguyu annelerin daha yoğun yaşadığı gözlenmiştir. Ebeveynler, geçmişte yaptıkları hataların çocuklarının özel gereksinimli olmasına neden olduğunu, bir bakıma cezalandırıldıklarını düşünürler.
UTANÇ
Utanç, özel gereksinimli çocuğun toplum tarafından onay görmemesi durumunda hissedilmektedir. Engelli çocuk, eğitim hayatında kabul görmezse, çevresi tarafından reddedilirse, alay konusu olursa, çevresinin ona acıdığını hissederse derin bir ümitsizliğe kapılacaktır. Bu nedenle engelli çocuklar ve ebeveynleri, kendilerini sosyal çevreden soyutlayabilir.
PAZARLIK
Pazarlık, ailelerin kabullenme sürecine doğru ilerlediklerini gösteren bir süreçtir. Pazarlık döneminde ebeveynler, çocuklarının mutlu olması gayesiyle, kendi umutlarını da koruyarak planlar yapmaktadır.
YENİDEN DÜZENLEME
Bu süreçte, çocuğun içinde bulunduğu duruma karşı gelişen olumsuz duygular azalır. Ebeveynler, kendilerini daha rahat hissetmeye ve çocuklarıyla daha sevgi dolu ve güçlü bir ilişki geliştirmeye başlarlar. Çocuğun problemiyle başa çıkabilmek için stratejiler geliştirilmeye başlanır.
KABULLENME VE UYUM
Kabullenme ve uyum aktif ve devam eden bir süreçtir. Bu süreçte ebeveynler, durumun gerçekliğini kabul ederek, şimdi ve gelecek için problemi yönetmeye çalışırlar. Ebeveynlerde, çocuklarının engeli ile ilgili duygu ve düşüncelerini açıkça konuşabilme, çocuğu ile birlikte toplum içinde daha çok zaman geçirebilme gibi olumlu birçok davranış gözlenmektedir.
NE YAPILMALI?
- ‘Neden ben?’ düşüncesinin olumsuzluğundan uzaklaşıp, ‘Ne Yapabilirim? Çocuğumun ve kendimin yaşam kalitesi için nasıl bir yol izleyebilirim?’ düşünceleri ile gelecek planları yapın.
- Çocuğunuzun engel durumunu ne kadar çabuk kabullenirseniz, o kadar hızlı yol alabilirsiniz.
- Anne baba olarak birbirinize açık olun, duygularınızı paylaşın. Sizin ilişkiniz güçlü olduğu sürece, çocuğunuzun mutluluğu artacaktır.
- Çocuğunuzun yapabildiklerine odaklanın, ona başarabilmesi için fırsat verin. Bu sayede ona özgüven kazandırırken, kendinizin de umudunuzu güçlendirmiş olacaksınız.
- Çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamayın, gerçekçi beklentiler içinde olun. Unutmayın ki, her birey özeldir.
- Özel gereksinimli çocuğunuza sevgi, ilgi ve şefkat verirken, varsa diğer çocuklarınızı ya da aile bireylerini ihmal etmeyin.
- Çocuğunuzun ve kendinizin mutluluğu ve işlevselliği için sosyalleşmekten kaçınmayın. Siz durumunuzu kabullenip, süreç içinde kendinizi güçlü kıldıkça, olumsuz bir durumla karşılaşsanız dahi bunla baş edebilme becerisine sahip olduğunuzu unutmayın.
- Aynı sorunları yaşayan insanlarla tanışmanız, duygularınızı paylaşmanız, size yalnız olmadığınızı hissettirebilir.
- Tüm çabanıza rağmen kendinizi ümitsiz hissediyorsanız, profesyonel destek almaktan çekinmeyin. Unutmayın ki anne baba olarak sizin mutluluğunuz çocuğunuzun hayatına ışık olacaktır.
FÜRÜZAN EROĞLU
UZM. KLİNİK PSİKOLOG/AİLE DANIŞMANI