Kaybedilmiş bir macera harbinden (Birinci Dünya Savaşı) sonra, her şeyi elinden alınmış, fiilen parçalanmış ve daha kötüsü yetişmiş nesillerini kaybetmiş Türk toplumunun verdiği varlık mücadelesi, “Milli Mücadele” adıyla anılmakla beraber aslında bir cihan olayıdır. Nitekim bu asil ve kahraman mücadele cihan emperyalizmine kesin darbeyi indirmiş ve diğer esir milletlere kurtuluş yolunu açmıştır. Milli Mücadele’nin kazanılmasında askeri, siyasi, diplomatik vb. çeşitli etkenler yanında Türklük şuuru dediğimiz milli şuurun da önemli bir yeri vardır. Çünkü bu mücadele, aslında, Türk milletinin kendi benliğini bulma, kendi varlığına sahip çıkma mücadelesidir.
Başka bir deyişle Milli Mücadele çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntıları arasından, devletin özü olan Türk unsurunu ve onun anayurdunu çıkarıp kurtarma mücadelesidir.
19. yüzyılda dünyadaki gelişmelere paralel olarak Osmanlı Devleti çok önemli siyasi, iktisadi ve toplumsal olaylara maruz kalmıştı. Özelikle bu yüzyılın ikinci yarısının başlarından itibaren önce Kırım Savaşı, ardından 93 Harbi yaşanmış ve devlet hem toprak hem de insan yönünden çok büyük kayıplar vermişti. Bunların yanında kaybedilen bölgelerdeki insanlarımızın göç sorunlarıyla da uğraşılmıştı. 20. yüzyılın başlarında yaşanan Trablusgarp, Balkan ve Birinci Dünya savaşları neticesinde devletin beli iyice bükülmüştü.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918) ile Osmanlı Devleti’nin yenilgisi kabul edilmiş ve elde kalan toprakları da Anlaşma Devletleri kuvvetleri tarafından işgal edilmişti. Birinci Dünya Savaşı sırası ve sonrasında yaşanan bu sıkıntılı dönemlerden sonra milletin topyekün savunması ile Milli Mücadele gerçekleşmiş, fırsattan istifade eşkıyalık yapanlar ve çete faaliyetlerinde bulunanlar cezalandırılmıştı. İşgalci güçler de ülkemizi terk etmek zorunda kalmışlardı. Mustafa Kemal’in önderliğinde Cumhuriyet ilan edilmişti. Bundan sonra halk savaş dönemlerinden önceki haline dönebilmek için yaralarını sarmaya başlamıştı.
Yeni devletin kurulmasından sonra el birliği ile ülke kalkındırılmaya başlanmıştır. Mülki ve idari konularda bazı değişiklikler yapılmıştı. Bu dönemde İstanbul’un altı kazası mevcuttu. Bunlara 1928 yılında Kartal, Beykoz ve Silivri de eklenerek dokuza çıkarılmıştı. Başta yollar olmak üzere imar faaliyetlerine hız verilmişti. 1929’dan sonra Üsküdar-Kısıklı-Şile ve Şeyhli-Alemdağ iltisak hatlarının yapımına başlanmıştı.
KÖYLERDE İMAR FAALİYETLERİ
1936 yılında Çekmeköy, Reşadiye, Alemdar ve Sultançiftliği Üsküdar’a bağlı köy durumundaydı. Bu tarihlerde Üsküdar Kaymakamlığı’nın adı geçen köylerin imarı ile ilgili ciddi projeleri olmuştu.
Yine inkılapların tanıtılması amacıyla Üsküdar Kaymakamlığı kaza sınırları içindeki köylerde birer inkılap âbidesi dikmeye karar vermiş ve bunlardan ilki 24 Mayıs 1936 tarihinde Alemdar Köyü’nde tamamlanıp açılış merasimi yapılmış ve davetlilere bir kır ziyafeti verilmişti.
Üsküdar Kaymakamlığı’nın davet ettiği misafirler hazırlanan otomobillerle Alemdar Köyü’ne gitmişlerdi.
Yol güzergâhında bulunan köylerde halk ellerinde bayraklar olduğu halde yollara çıkmış ve misafirleri selâmlamıştı.
27 kilometrelik düz bir şose kat edildikten sonra misafirler Alemdar Köyü’ne varmıştı. Köyün hududundan itibaren köylünün kendi çalışması ile taklar kurulmuş ve üstüne Atatürk’ün vecizeleri yazılmıştı.
Güneşten kızarmış yüzleri ile misafirlerini karşılayan Alemdar Köyü halkı, davetlilere köylerini gezdirmişlerdi.
1936 yılında Alemdar Köyü 300 nüfusluydu. 5 bin dönüm ormanı, 10 bin dönüm de ekilen arazisi vardı. Davetliler köyü gezdikten sonra Cumhuriyet Meydanı’na geldiler. Meydanın ortasında geniş bir mermer kaide üzerinde Atatürk’ün 1.40 metre boyunda ve 54 santimetre genişliğinde bir büstü bulunmaktaydı.
Reşadiye, Sultançiftliği, Dudular (Dudullu), Ümraniye gibi köylerden de gelenlerle Alemdar Köyü meydanında 4 bin kişiye yakın bir kalabalık toplanmıştı.
Büstün açılış merasimi İstiklal Marşı’nın okunması ile başlamıştı. Marştan sonra Sultançiftliği imamı davetlilere bir hoş geldin konuşması yapmıştı. Daha sonra Üsküdar Kaymakamı Lütfi Bey söz almış ve geçmiş milli mücadele günlerinden söz etmişti.
Kaymakamın konuşmasından sonra büstün resmi açılışı yapılmıştı. Büstün kaidesinde “Alemdar köylüsünün büyük kurtarıcısına şükranları” satırları yazılmıştı. 2013 yılı itibariyle Alemdağ Sağlık Ocağı’nın bahçesinde bulunan bu büst Mustafa Kemal’in sağlığında çok az sayıda yapılan heykellerinden biri olarak kabul ediliyor.
Açılış merasimi bittikten sonra köylüler misafirlerini Taşdelen Suyu membaına götürmüşler ve eşraftan İbrahim isimli bir vatandaşın hazırladığı kır sofrasında ziyafet verilmişti.
Alemdar Köyü’nden sonra 8 Haziran 1936 tarihinde Ümraniye’de, iki hafta sonra da Sultançiftliği’nde benzer törenlerle Atatürk büstü açılışları yapılmıştı.
Bu tarihlerde Üsküdar Kaymakamı’nın köylerin kalkınması ile ciddi gayretleri olduğu görülmektedir. Buna köylüler de destek vermişlerdir.
Kaymakamla köylüler el ele vererek Çekmeköy, Reşadiye, Alemdar ve Sultançiftliği köylerinin kalkınması için beş senelik bir program hazırlamıştır. Bu konuyla ilgili gazetede çıkan haber şöyledir:
“Üsküdar kaymakamı Lütfi’nin başkanlığında kazanın mevcut yedi köyünün eski ve yeni ihtiyar heyetleri, köy muallimleri, ziraat memurları, mühendisler ve hükumet doktorlarından oluşan yüz kişiye yakın bir heyet toplanmış ve bu yedi köyün (diğer köyler Dudullu ve Ümraniye’dir) kalkınması için beş senede köylüye hiçbir yük olmadan başarılabilecek bir program yapmıştır.
Bu programda köylerde sağlık işleri, imar hareketleri, ziraat, kültür ve spor işleri vardır. Üç sene içinde bütün köylerin dâhil ve haricindeki yollar şehir sokaklarında olduğu gibi parke taşlar ile döşenecektir. Hatta şimdiden bir kısım köylerin yolları tamamlanmış gibidir.
Reşadiye ve Alemdar köylerinde arazinin fındık yetiştirmeğe fevkalâde müsait olduğu yapılan tetkiklerden anlaşıldığından bu iki köyde bulunan her hane sahibi arazisinden üç dönümünü sürmüş ve şubatta fidan ekmek üzere de hazırlamıştır. Şubatta merasimle bu araziye fındık fidanları dikilecektir.
Her köye temiz memba suyu temin etmek programda mühim yeri olan işlerdendir. Reşadiye köyünün iyi bir suyu vardır. Yalnız bu suyun yolları bozuk olduğundan su yolları tamir edilecektir.
Sultançiftliği ve Alemdar köyüne de yeni bir su getirilecektir. Şimdiye kadar köylerde hastalık çıkmasının en mühim sebeplerinden biri evlerde gübre yığını bulunmasıydı. Verilen bir kararla her köyde umumî bir gübrelik vücuda getirilmiş ve köylü gübrelerini bu gübreliğe dökmeğe başlamıştır.
Alemdar, Reşadiye, Sultançiftliği, Dudullu, Çekme köylerindeki Cumhuriyet meydanlarında da Atatürk’ün büstleri konulmuştu. Geri kalan diğer iki köyün Cumhuriyet meydanına da yakında Atatürk’ün büstleri merasimle konulacaktır.
Köylere birer radyo makinesi alınacaktır. Yedi köyün iştiraki ile seyyar bir sinema makinesi alınması da bu programda dâhildir. Bu makine alındığı takdirde her gece bir köyde sinema oynatılacak, köylüye ziraî, sıhhî, millî filmlerle dünya havadisleri gösterilecektir. Ayrıca, her köyde bir spor meydanı yapılacak ve burada güreş, at koşusu, cirit, atletizm, futbol müsabakaları yapılacaktır.
Her Cumhuriyet bayramında da yedi köy arasında bir turne yapılacak ve bu suretle köylülerin esasen sağlam olan vücutları bir kat daha sağlamlaşmış ve işlemiş olacaktır. Bu köylerde pazarlar kurulması da kararlaştırılmıştır. Bu pazarlarda fiyatlar kaymakamlık memurları tarafından kontrol edilecektir. Bundan başka, birer fidanlık yapılması için köylerde tedbirler alınmıştır.
Köylerde birer ecza dolabı bulunacaktır. Bir hastayı muayene etmeye gelen doktor ilk tedbirlerde lâzım olan ilaçların hepsini bu ilaç dolaplarında bulabilecektir.
Köy kuyuları da ıslah edilecek, bunların hepsi taşlarla örülecektir. Tedricî bir şekilde boş arazi ağaçlandırılacak, buraların bir orman haline gelmesine çalışılacaktır. Ayrıca umumî helâlar da inşa edilecek ve mümkün olduğu takdirde kanalizasyon tertibatı yapılacaktır.
Bütün bu işler yapıldıktan sonra Üsküdar kazasının yedi köyü tamamen imar edilmiş olacaktır.
Bölgede asayiş ve güvenlikle ilgili çalışmalar yapılmış ve gerekli tedbirler alınmıştır. Mesela bu amaçla Alemdağ’da inşası bitirilen Karakol binasının resmi açılışı tarihinde Belediye Reis Muavini Lütfi Aksoy tarafından yapılmıştır.”