Yusuf Güney
2008 yılında ilk bestesi “Aşk-ı Virane” yi Rafet El Roman albümünde kullanıp, çekilen klipte de birlikte düet yapınca tüm Türkiye’de tanındı. Bestesini yaptığı bu şarkı 2009 yılında yılın şarkısı seçildi. İlk albümü “Bir Sevda Masalı”’nı Şubat 2009 yılında, İkinci albümü “Aşka İnat” 2010 yılında , “Kader Rüzgârı” adlı maksi single albümü 2012, “Sevgi Arsızı” albümü 2013, “Hazin” single 2014, “Kaptan” adlı albümü 2016,”Yaradanım” albümü 2018, “ Çak Bi Beşlik” albümü 2019 yılında çıkan Türk Pop müziği sanatçısı, söz yazarı, besteci Yusuf Güney ile sizin için keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Yusuf Bey Çekmeköy 2023 okuyucuları için kendinizi tanıtır mısınız?
1984 Trabzon doğumluyum. İlk ve ortaokulu Trabzon’da okuduktan sonra 13 yaşında İngiltere’ye gittim. Orada, gurbet diye adlandırdığımız yerde, 23 yaşına kadar yaşayıp, 23 yaşında müzik hayatına başladım. Ve İstanbul’a yerleştim, son 11 senedir de İstanbul da yaşayan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım.
Çok yönlü bir yaşamınız olmuş, Trabzon’dan Londra’ya, Pazarlama müdürlüğünden sahnelere uzanan bir hikâyeniz var. O dönemleri biraz anlatır mısınız?
Londra'da çok fazla eğitim alamadım. Çünkü gurbette yaşamak zordu. Önce dil öğrenmeniz gerekiyordu. Dil öğrenmek için gittiğim kolejde Hem İngilizler tarafından, hem PKK yandaşları tarafından ırkçı saldırılara maruz kaldım. Haliyle çok zorlu bir dönem oldu benim için. Bir de daha çocuk yaşlardaydık. Haliyle okuyamadım. 14 yaşında kebapçıda çalışmaya başlayarak iş hayatına atıldım. 16 yaşına kadar kebapçılık yaptıktan sonra, ek işler yapmaya başladım. Bunlardan bir tanesi vinç operatörlüğü oldu. En son limanda gemilere konteynır yüklemeye kadar profesyonelleşmiştim vinç operatörlüğünde.
Tır şoförlüğü hayalimdi o zamanlar, Tır şoförü olmak için çalışıyordum. O sırada bir şirkette dağıtımcı olarak başladım sonra orada pazarlama müdürlüğü yaptım. Tır şoförü olmak için 21 yaşına kadar beklemem gerektiği için, pazarlama müdürlüğünden sonra İtalyan mutfağına geçtim ve İtalyan şefliği yaparken de baklava ustalığı yapıyordum geceleri. Yani birçok işle meşgul oldum. 23 yaşına kadar hiç ara vermeden 10 yıl boyunca yoğun bir çalışma hayatım oldu.
Rafet El Roman ile tanışmamın akabinde profesyonel müzik hayatım başlamış oldu. 2008 de ilk düet şarkımızı yaptıktan sonra da Allah yürü ya kulum dedi ve müziğe devam ettik.
Müziğe olan ilginizi nasıl keşfettiniz?
Ben bir akrabamızın düğününe katılmıştım, düğünde şarkı söylememi rica ettiler. Bende utanarak sıkılarak bir şarkı okudum.
Sonra sesimin güzel olduğuna, heyecanımı yenmem gerektiğine dair yorumlar aldım. Ben üzerine gitmedim çok fazla. Ta ki Rafet El Roman ile bir konserinde tanışana kadar.
Sahnede olmasaydın nerede olmak isterdin?
Ben aynı zamanda pilotaj eğitimi alıyorum. Önümüzdeki sene de bitireceğim inşallah. Pilot olmak istiyordum: Tek hayalim pilot olmak. Eğitimden sonra lisansımı alacağım.
Spor yapıyor musunuz?
Çok spor yapmıyorum. Yediğime içtiğime dikkat ediyorum. Sadece ip atlıyorum.
Yemek yapıyor musunuz?
Çok ve iyi yemek yaparım.
Hangi takımı tutuyorsunuz?
Trabzonsporluyum.
Evlilik planı var mı?
Allah hayırlısını versin düşünüyorum tabi ki? Tarihi ben belirleyemem Allah bilir, doğru kişiyle olsun inşallah.
Sahne öncesi kuliste beklerken ne hissediyor sunuz?
O heyecan, hat safhada hiçbir zaman ölmez bende. 1000. konserime çıkacağım mesela ama hala aynı duygular. Önce dışarıdaki sesleri bir duyarım gözlerimi kapatır o sesleri dinlerim. İnsanların yaydığı mutluluk frekansını ben çok iyi hissederim. İnsanlar, biliyorsunuz her konuşmasında her tepkisinde bir frekans yayarlar. Bazı insanların da o frekansları hissetmesi çok güçlüdür. Ben de o insanlardan bir tanesiyim.
Peki, sahneye çıktınız binlerce insan karşınızda ne hissediyorsunuz o anda?
O anda hiç tanımadığınız hayatınızda ilk defa gördüğünüz insanların size olan sevgisini, coşkusunu görüyorsunuz ve parayla satın alınamayacak çok değerli bir iş yaptığınızı anlıyorsunuz. Allah’ın değerli bir lütfunu yaşadığınızı hissediyorsunuz, şanslı kullarından birini olduğunu görüyor ve buna şükrediyorsunuz.
Barış Pınarı harekatı hakkında düşünceleriniz neler?
Allah öncelikle şehitlerimize rahmet eylesin yaralılarımıza acil şifalar versin. Allah yardımcıları olsun Barış Pınarında görev alan askerlerimizin komutanlarımızın, tez zamanda sevdiklerine kavuşmalarını diliyorum . Bu kararı veren yöneticiler içinde kolay değil, ülke için bu tarz kritik süreçlerde kararlar vermek oldukça zor.
Bu süreçte, sevenlerimizden takipçilerimizden sadece şunu istiyorum, kenetlenmeliyiz. Siyasi görüşlerimizi düşüncelerimizi yaşam tarzlarımızı bir kenara bırakıp birlik olmamız lazım. Bu gibi durumlarda ülke ve milletimiz için, ön yargılarımızdan kurtulup , sempatizanlıklarımızı bir kenara bırakmalıyız. Tek sempatizanlığımız Milletimize ve Devletimize olmalı.
Operasyon Bölgesine yakın, sınıra gittiniz? Oradaki gözlemlerinizi anlatabilir misiniz?
Tabi zor bir bölge orası, sınırın sıfır noktası orada yaşayan sivil vatandaşlarımız var. Yeri geliyor terörist unsurların saldırılarına maruz kalıyorlar evlerine isabet eden patlayıcılar oluyor. Ama güvenli bölge oluşturmak için yapılan operasyona halkın desteği çok iyiydi.
Buradan birilerinin oraya gitmesi,destek olması orada yaşayanlar için önemli değil mi?
Tabi ki de, yani ben oraya habersiz gittim sadece gittiğim zaman sosyal medyadan bir tabela görüntüsü paylaştım. O anda yüzlerce kişi oraya gelmeye başladı. Türk bayrağını alan geldi. Bir kucaklaşma buluşma ortamı oluşturduk. İnsanların orada bulunmamızdan dolayı mutluluklarını dile getirmeleri beni ayrıca mutlu etti. Teşekkür ederiz bizi yalnız bırakmadığınız için diyen yüzlerce kişiyle bir arada olduk. O mutluluk bazen her şeye bedel olabiliyor. Benim oraya gitmem bir vatandaşlık göreviydi. O yüzden tüm görüşlerimizi düşüncelerimizi bir kenara bırakıp bu ülke bu millet için insanlık için neler yapabiliriz, daha iyi neler ekleyebiliriz onlara bakmak lazım.
Peki askeri birlik ziyaret ettiniz mi? Operasyona katılan askerlerimizin psikolojisini nasıl gördünüz?
Evet askeri birlikte ziyaret ettim, yaralılarımızın olduğu hastaneleri de ziyaret ettim. Teröristlerin attığı havan toplarından yaralanan genç kardeşlerimiz vardı onları ziyaret ettim.
Askerlerimizin psikolojisi de moralleri de çok iyi. Maşallahları var. Hiçbirinin gözlerinde korku görmedim, tedirginlik yok. Ne işimiz var bizim burada, niye buradayız diyen bir hissiyat yok. Çok gurur verici …
Operasyona destek sürecinizden sonra sosyal medyada şahsınızda bir linç başladı. Ticari bir boykot çağrısı bile var hakkınızda? Ne söylemek istersiniz?
Tabi arkadaşların kendi düşünceleri ne söyleyebiliriz. Özgür iradeleri. Nasıl hareket etmek isterlerse öyle hareket edebilirler. Ama üslupları çoğunun yanlış, çok kötü çirkin bir dilleri var, ben sadece bundan rahatsızlık duyuyorum. Düşüncelerinden rahatsızlık duymuyorum. Ama keşke ahlaki adap çerçevesinde yapsalar eleştirilerini çok daha mutlu ederlerdi. En azından tartışabilecek olgunlukta ya da görüş ayrılıklarımızı dile getirdiğimizde, kavga etmeden küfür etmeden konuşabilecek bilinçte olsalar daha güzel olurdu. Ama maalesef oturup hiçbiriyle konuşamıyorsunuz kendilerinden olmayan kimseye tahammülleri yok.
Yani herkes farkında aslında onların derdi benimle değil, onların derdi Sn. Cumhurbaşkanımızla. Ben Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a destek verdiğim için rahatsız oluyorlar. Yoksa benim sınır bölgesine gitmem orada ziyaret yapmam değil onların rahatsızlıkları. Bu ülkede ne yazık ki böyle bir ayrışma oluştu. Devletini seven, yalaka - yandaş, karşısında olan özgür iradeli, savaşçı, halk kahramanı, aydın olarak nitelendiriliyor.
Artık ne yazık ki uyuşturucu satıcısını, teröristi bile sırf devlete ve Cumhurbaşkanına düşman olduğu için destekleyen ve yaptıklarını meşru gören türlü ahlaksızlıkları yapan insanları halk kahramanı olarak gören bir zümre oluştu. Onları Allah’a havale ediyoruz artık.
Siyasete atılmak gibi bir düşünceniz var mı?
Türkiye'de siyaset yapmak çok zor bir iş, ben özellikle şunu söylüyorum her fırsatta, Herkes işini yapsın. Ülkede herkes siyasetçi oldu, herkes siyaset konuşur oldu. Dünyada böyle değil, birçok ülkeyi gezdim, oralarda siyaset sadece seçim döneminde belli yerlerde konuşuluyor.
Bizde de herkes işine bakmalı. Ben bazı sanatçılar gibi Siyasi parti sempatizanlığı yapmıyorum. Siyasi bir figür değilim ben, hiç bir zamanda olmadım. Bir vatandaş olarak seçim dönemi gider oyumu kullanırım. Kimseye de oy verdiğim partiyi bile söylemem.
Ama milli ve ortak değerlerimiz söz konusu olduğunda, zerre endişe duymadan devletim ve milletimin yanında yer alırım bedeli ne olursa olsun.
Millete sevginin siyaseti olmaz. Bunun tartışılmasına da müsaade etmem.
Bu tarz bir konularda sadece terör sempatizanları karşı çıkıyor genelde. Haliyle terör sempatizanı olmayan herkes sanatçısından siyasetçisine milletinin devletinin yanında olmak zorundadır.
Hayvanlar ile çok fotoğrafınız var sosyal medyada, hayvan besliyor musunuz?
Evet köpeklerim var bir dişi bir erkek şimdi bir de yavrumuz var. Hayvanları çok severim. Hatta kolay kolay yılan vb. hayvanlardan korkmam.
Hayvanlar bizlere emanet edilen dilsiz kullardır.
Ticarete atıldınız, gıda sektöründe bir işletmeniz var , ikinci şube açıp ilerletmeyi düşünüyor musunuz ?
Yok şu an için ikinci şube açmayı düşünmüyoruz. Burası zaten babam için açtığımız bir işletme o ilgileniyor. Ben başında duramayacağım bir işi yapmam. Başında durmadığın iş senin değildir kavramına inanırım.
Peki müzik? Yeni albüm var mı?
Ülkemizde müzik artık başka yerlere evrilmeye başladı. Enteresan imajlı arkadaşlar türemeye başladı. Tabi başarılı olanlar var başarılı olanları tebrik ediyoruz. Başarılı olup da özellikle gençlere kötü örnek olan orada olmayı hak etmeyen arkadaşlar da var. Onlara da kesinlikle gerekenin yapılmasını temenni ediyoruz. Türkiye’de müzik piyasası zor günler geçiriyor. İnsanlar, gençler artık güzel aşk şarkıları, aşk sözlerinden daha çok popülist, daha çok çabuk tüketilen kolay sözler, basitleştirilmiş şarkıları dinliyor.
Müzik piyasasında markalaşmış isimler her zaman bakidir. Üretim oldukça bu markalar her daim var olacaktır.
Ne tür filmler izlersiniz?
En son izlediğim film joker. Oyunculukları çok iyiydi. Çok fazla film izleyen birisiyim. Bilim kurgu tutkunuyum. Astronomi, Uzay dışı yaşamlar daha çok teknoloji ve bilim kurgu.
Birde gerçek hikayelerden alıntılanan filmler beni çok etkiler. Tarihi savaş filmlerini pek sevmiyorum. -Genel olarak savaş filmlerini sevmiyorum pek. Ölüm kokusunu almak istemiyorum. Film izlerken eğlenmek isterim duygulanmak isterim. Burada ölüm duygusunu yaşamak istemem. Aşk sahnesinde duygulanmak istiyorum, bir Down sendromlu çocuğun gözünden Dünyaya bakışını izlemek isterim.
Yabancı diziler ile aram iyidir çok sık izlerim ama Türk dizilerine zaman ayıramıyorum. Aynı tekrarları yaşamaktan çok sıkılıyorum.
Bir de özellikle Türk dizilerinde ki şiddet duygusu beni rahatsız ediyor. Kadına şiddete karşı hepimiz duyarlı olmaya çalışıyoruz ama diğer taraftan dizilerde sürekli kadına şiddet var. Kimse sesini çıkarmıyor. Tecavüz sahnelerine karşı bile sanat olarak bakıp çok iyi oynamış diyenler var maalesef. Türk dizilerinde ahlaki değerlerin bir muhasebesinin yapılması gerekiyor. Sürekli söylenen bir söz var ya hani yeni nesil nereye gidiyor, ne gördüyse oraya gidiyor. Demek bizim nesillerde bir sıkıntı var ki yeni nesile yanlış şeyler söylüyor yanlış şeyler izletiyoruz ki oraya gidiyor. Yeni nesile güzel şeyler göstermek anlatmak lazım ki güzel yerlere gitsinler.
Yorulduğunuz zaman dinlenmek için yaptığınız bir hobiniz var mı?
Var, balığa çıkıyorum. Rizeli balıkçı ağabeylerim ile balığa çıkıyoruz. Tam böyle sabah ezanından önce çıkarız deniz bana huzur verir.
Genelde evde vakit geçiriyorum, ben dışarı çok fazla çıkan bir insan değilim.
Bilgisayar oyunları ile aranız nasıl?
Simülatör ile genelde vakit geçiriyorum. Uçuş eğitimi aldığım için evde uçuş simülatörüm var genelde onunla vakit geçiriyorum. Hem uçak hem helikopter onlarla çok fazla zaman geçiriyorum. Şu an zaten uçak uçurabiliyorum tek başıma ama lisansım yok. lisansı da seneye alacağım.
Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Son olarak Çekmeköy 2023 okurları için neler söyleyeceksiniz?
Ben çok teşekkür ederim. Daha önce Çekmeköy’ de hayranlarımızla konserlerde buluştuk , sağolsunlar Çekmeköy de konserlerimizde yoğun bir katılım yoğun bir coşku oluşuyor. Sizin derginiz aracılığıyla da tüm okurlarımıza sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.
Röportaj: Büşra Yörük – Ümit Şener