Sunduğu boks maçları, müthiş ses tonu ve samimiyetiyle spikerliği yeni bir boyuta taşıyan isim…Bursa'da başlayan sıradan hayatına, bugün dünyanın en önemli yapımcılarından biri olarak devam eden Bilgehan Demir ile birlikteyiz. Yoğun temposuna rağmen bizlere vakit ayıran Bilgehan’a teşekkür ediyor, keyifle okuyacağınız söyleşimize başlıyoruz.
Nasıl bir çocukluk geçirdin?
Ben hedefleri olan, kararlı bir çocuktum. Daha o yaşlarda kendi paramı kazanmak için hafta sonları garajda dondurma, su satıp kazandığım parayla da eski bisikletleri alıp onarıyor ve satıyordum. Hatta babam bu bisikletleri çalıyorum zannedip beni takip edermiş. J Salça fabrikasında bile çalıştım!
Kaç kardeşsiniz?
Beş kardeşiz. Bir ablam doktor, bir abim polis, bir kardeşim Almanya’da koordinatör, bir kardeşim de serbest meslekle uğraşıyor.
Sektördeki maceran nasıl başladı?
Üniversitedeyken Flash TV’de oyunculukla başladım. Sonra Esra adında bir arkadaşımın tavsiyesiyle Bursa FM’de yaptığım Gece Bekçisi adlı programla tanınmaya başladım. 1998’de Cine-5’ten teklif alınca profesyonel yayıncılık hayatım başladı. Barbaros Talı, Ercan Taner, rahmetli Öztürk Pekin ve Melih Şendil gibi çok ünlü spikerlerle çalıştım. “Avrupa’dan futbol” sorumlusu olarak, Galatasaray’ın UEFA Şampiyonu olduğu sezon, final hariç tüm maçlarda canlı yayın röportajları yaptım. 2000 yılında ise TGRT’ye transfer oldum. Jülide Ateş’ten sonra spor haberlerini sundum. Vatani görevin ardından Kanal D ve CNN Türk’te Beşiktaş ve A Milli Futbol Takımının ayrıca Futbol Federasyonu’nun canlı yayınlarından sorumlu kişi olarak çalıştım.
Zorlandığın, pes etmek istediğin zamanlar oldu mu?
Hem de nasıl…170 TL’ye çalıştığım zaman bazen yol parasından kar etmek için arşiv odasında yatardım şirketin. Kasetler bozulmasın diye soğuk tutarlardı o odaları, üşürdüm çok. Babam “Oğlum sen yapamazsın, oralar zor” demişti, kimseye durumumu söyleyemedim. Ama Allah’a şükürler olsun ki o günler, çok çalışmam ve kazanmam gerektiğini bana sürekli hatırlatıyor. Yokluğu bilmeyen, varlığın kıymetini maalesef anlamıyor.
Bilgehan Demir için Bursa ilinin önemi nedir?
Bursa 3 ile 20 yaş arasını, yani hayatımın çok ciddi bir dönemini kapsıyor. Babamın milli eğitimdeki görevi nedeniyle ilk, orta ve lise öğrenimimi toplam 8 ayrı okulda tamamladım. Arkadaşlarımla odun depolarında top koştururken önce Beşiktaş’ın alt yapısında sonra Bursa’da Sönmez Filament, Karacabeyspor, Tekelspor’da ve Gençlerbirliği Amatör Küme’de futbol oynadım. Uludağ Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü’nden mezunum. Ana branşım futbol, yardımcı branşım ise kayak.
Bildiğim kadarıyla hayatının önemli ve büyük bir bölümünde yeşil sahalar vardı. Nereden çıktı bu ring sevdası?
İnan dövüş sporları aklımın ucundan bile geçmiyordu. Düşündüğümde Orhan Ayhan’ın anlattığı maçları bile hatırlamıyorum, o kadar ilgisizdim yani. K-1 maçlarının daha sonra Fox olacak TGRT’ye getirilmesiyle birlikte dövüş sporlarına ‘merhaba’ demiş oldum. Yayınımız gecenin birinde kanalın rating rekorunu kırınca her hafta yapmaya başladık. Dövüş Sporları Koordinatörlüğü’ne de getirilince belli bir alanda kendimi geliştirmeye karar verdim. 5 sene boyunca hiç ara vermeden Kickboks, WWE Dünya Güreş Eğlencesi, Smackdown ve Raw yayınlarının koordinasyonunu ve maç seslendirmelerini yaptım. Dünya şampiyonluklarını yerinde anlattım. Kelimenin tam anlamıyla bir furya oluştu. Altın Yumruklar stüdyo programına ünlü sporcuları getirip seyircilerle buluşturdum, bin kişi geldiği zamanlar oldu. Yurt dışına gidip röportajlar yaptım, özel hayatlarını yansıttım, belki de bu yüzden çok sevildi.
Son zamanlarda Bilgehan Demir ismi boks maçları ile özdeşleşmiş durumda. Bunu neye bağlıyorsun?
Amatör ruhla profesyonel işler yaptığım için başarılı oldum. Türkiye’de futbol, spor televizyonculuğunu örümcek ağı gibi kaplamış durumda. Boksun nasıl bir yayıncılık olduğu ile ilgili herhangi bir yöneticinin fikri ve tecrübesi de yok. Ama bütün dünyada var. O yüzden öncelikle boksu çok iyi bilen çok üst düzey bir ekip kurdum.
Spor branşlarının hemen hemen hepsinde sahadaki rakipler kadar anlatan da önemli. Bu durum ringler için de geçerli mi?
Evet, kesinlikle şart! Kan, ten ve nefes uyumun olmalı. Ringi tanıyacaksın, dövüşçüyü tanıyacaksın, hayat hikayesini bileceksin; denklemi çok. Maçı izlemekten çok, dinlemek gibi düşün.
Gece yarsında bile yayınlansa boks maçlarına bütün dünyada büyük ilgi var. Sence bunun nedeni nedir?
Tek kelimeyle aksiyon…
Geldiğin bu noktaya tesadüf mü, şans mı diyelim?
Ne tesadüfe ne de şansa inanan biri değilim ben. Ben bu duruma, çok çalıştım ve Allah da nasip etti diyorum. Nasipten ötesi yok. Sen de biliyorsun ki çok çalışarak, iğneyle kuyu kazarak geldim bu noktaya. Fox Tv’de 5 sene bu işi yaptıktan sonra 3 yıl ara verdim. Ve çok şükür artık kendi şirketim ve çok iyi bir ekibim var.
Bu sektörde söz sahibisin diyebilir miyiz?
Hiç mütevazı olmayacağım artık dövüş sporlarının patronu benim! Elhamdülillah ben ne dersem o J İnandırıcılığımla, spikerliğimle ya da işten anlamamla kimse yarışamaz.
Peki seni bu kadar farklı kılan ne?
Bütün hayat hikayelerini iyi biliyorum, yılmadan, yorulmadan çalışıyorum, araştırıyorum ve bana göre en önemlisi samimiyim. Benim heyecanım maçın yayın hakkını aldığım gün başlıyor. Çok heyecanlıyım, o da geçiyor seyirciye.
Sunacağın maç öncesi nasıl bir hazırlık yapıyorsun?
Deli gibi, boksörlerin bilgilerine çalışıyorum. Boksörlüğüne fakirliği mi sebep oldu? Serseriydi, yeteneğini biri fark etti, boksa mı çekti? Boksörün ailesinde hasta, muhtaç biri var mı? Bunların hepsini öğreniyorum. Sadece boks maçı anlatıyorum demek ayıp olur, bütün hayat hikayesi var orada.
Boks sporunu nasıl değerlendirirsin?
Bence bu dünyadaki şiddeti en az olan spordur. Boks en centilmen spordur; her ne kadar dövüşseler de sporcular maç bitince birbirine sarılırlar. Maçtan önce gider yapmayan, maçtan sonra centilmen olmayan boksör olmaz. Boksun, kasla, cüsseyle ya da boyla ilgisi yok. Bu çalışma işi; göreceksin rakibini, attığı yumruğu hesap edeceksin. Alt yapın iyi olacak. Muhammed Ali’nin bir lafı var: “Kimin daha uzun boylu olduğu, maçın sonunda ayakta kalana bağlıdır.” Futbol ile boks arasında siyah ile beyaz kadar fark vardır. Futbol milli mesele haline getirilmiş olduğu için rekabet, hırs daha fazla ve bu durum seyircisine de yansıyor. Oysa boks izleyicisi daha centilmendir ve sadece güzel bir maç izlemekle ilgileniyor.
Diğer alanlarda konuşulan ve tartışılan şike ya da doping işleri boksta da dönüyor mu?
Maalesef çok para döndüğü için şike yapılıyor ama doping futboldan daha az, çünkü hemen yakalanırsın.
Kadınların boksa ilgisi nasıl?
İnanılmaz artış var. Kadınlar eskiden eşlerine boks maçlarını seyrettirmiyordu; şimdi ‘’Kocama seyrettirmiyorum, çünkü kendim seyrediyorum’’ diye mesajlar atıyor kadın seyirciler.
Peki dünyada kadın boksörler ne durumda?
Kadın dövüşünde ünlü Ronda Rousey vardır. Yenilgisizdi ve inanılmaz şımardı. Devlet başkanı adayları bile onu takip ediyordu. Galibiyetlerin ardından erkeklere, Floyd Mayweather’a bile meydan okudu. Olimpiyat 3’üncüsü Holy Holm’un karşısına çıktı. Holy Holm boks ve kick bokstan gelme gerçek bir kafes dövüşçüsü ve Rousey’i resmen sütlaç yaptı.
Eşin Özlem ve oğlun Kerem’in boksla arası nasıl?
Eşim eskiden tepkiliydi, şimdi başarımdan çok memnun. Kerem’in boksör olmasını çok isterim ama sunucu olmayı, benim işimi yapmayı daha çok istiyor gibi.
Bu kadar şiddet dolu maçlardan sonra sende duygusallık da kalmamıştır herhalde?
Yılar önce tanıdığın Bilgehan’da bir değişim görüyor musun? Görebileceğin tek değişim daha duygusal bir hal aldığımdır. Herkes görünüşüme aldanıyor. Çok sert bir duruşum varmış. Öyle zannediyorum ki senin de yapın gereği sert biri olduğunu söylüyorlardır. Aksine o yapının altında oldukça duygusal bir kimlik yattığına ancak seni tanıyanlar şahitlik edebilir. İnsan evlenip bir de evlat sahibi oldu mu hayata bakış açısı tamamen değişiyor. Beni ve eşimi en iyi tanıyanlardan biri de sensin. Yıllarca beraber çalıştık. Değişimi fark etmiş olman lazım. J Aileme ve sevdiklerime çok düşkünüm.
Karakterinle boks arasında nasıl bir bağ var?
Keşke boksör olsaymışım dediğim çok an var. Fakat çok geç. Bokstaki heyecan, kazanma ve başarı ruhu bana çok hitap ediyor.
Sosyal medyada inanılmaz fazla takipçin var, nedir bunun sebebi?
Samimiyet, samimiyet, samimiyet… Bütün takipçilerim kesinlikle organiktir. Sosyal medyayı önemsediğim kadar hiçbir şeyi önemsemem.
Röportaj: Soner KARTAL