Çocuğunuz dışkısını veya idrarını tekrarlı bir şekilde üzerine veya uygunsuz yerlere yapıyor mu? Eğer böyle bir durum varsa bu yazı tam da sizin için olabilir…
Çocuklarınızın doğal gelişim basamakları içerisinde idrar ve dışkı tutmayı öğrenmeleri de vardır. Bu becerilerin kazanılması onların zihinsel gelişimi, sosyokültürel durumu, içinde bulundukları psikolojik süreç, sizlerle olan etkileşimi, tuvalet eğitimi, ailesel yatkınlığı gibi birçok unsurdan etkilenir. Tuvalet eğitiminin ortalama 2 yaşında verilmesi uygun görülür. Bu süreç 3-4 yaşına kadar da devam edebilir. Bu sayede çocuklar kuru kalmayı öğrenir. Normal gelişimsel süreç içerisinde olan bir çocuk dikkat, motivasyon ve fiziksel becerilerinin de yardımı ile dışa atım süreçlerini uygun bir şekilde tamamlar. Ancak bazı çocuklar dışkı veya idrar tutmakta zorlanabilir. Eğer çocuğunuzun dışa atım süreçleri ile ilgili sorunları ortaya çıkmaya başlamışsa bu durum ebeveynler olarak hem sizin için hem de çocuğunuz için ciddi bir sorun haline gelebilir. Bağırsak ve mesane kontrol becerisi kazanabilmek biraz önce de bahsedildiği gibi nörobiyolojik sistemlerin olgunlaşmasına da bağlı olduğundan bu kontrol sağlanamadığında sıklıkla yanlış bir şekilde ‘’istemli olarak yapılan bir davranış veya yaramazlık‘’ olarak algılanabilir.
Dışa atım bozuklukları iki başlık altında ele alınabilir:
Dışkı kaçırma bozukluğu (Enkoprezis): Dışkının uygunsuz yerlere tekrarlı bir şekilde yapılmasıdır. Çocuğun dışkısını tutma ve bırakma işlevini denetleyebileceği yaşa gelmiş olmasına karşın en az üç aylık zaman diliminde, istemli ya da istem dışı olarak dışkısını uygun olmayan yerlere bırakması ile karakterize olan bir hastalıktır. Zaman zaman ebeveynini cezalandırmak isteyen veya onlara karşı yoğun düşmanlığı olan çocukların öfke veya sinirini bu yolla ifade edebildiği de belirtilmektedir.
İdrar kaçırma – İşeme bozukluğu (Enürezis): En az üç aylık bir zaman diliminde tekrarlayıcı bir şekilde idrar kaçırılması; yatak ya da kıyafetlere tekrarlı bir şekilde istemli veya istemsiz idrar yapılmasıdır. Gündüz kuru kalma geceden önce öğrenilir. Gece idrar kaçırmaya gece işemesi adı verilmektedir ve gündüz işemesine oranla daha sıktır. Bununla birlikte hem gece hem de gündüz işemesi birlikte de görülebilir. Gece işemesinin aksine gündüz işemesi kız çocuklarda daha çok görülmektedir.
Normal gelişim sürecini devam ettiren bir çocuk için bu becerileri kazanması beklenen yaşlar değerlendirildiğinde; enkoprezis yani dışkı kaçırma bozukluğu için ‘’4 yaş‘’ sonrasında, enürezis yani idrar kaçırma bozukluğu için ise ‘’5 yaş‘’ sonrasında tanı konulur. Klinik açıdan ciddi sıkıntılar görülmekle birlikte bu durum çocuğun toplumsal işlevselliğini de fazlasıyla etkileyebilir. Dışa atım bozuklukları içerisinde ele alınan enkoprezis ve enürezis ayrı ayrı ele alınmakla beraber, birlikte de görülebilir. Ayrıca çocukluk çağında görülen diğer psikiyatrik hastalıklar da zaman zaman dışa atım bozukluklarına eşlik edebilir.
Enkoprezisinin 4 yaşındaki çocukların % 3’ünü ve 10 yaşındaki çocukların % 1.6’sını etkilediği, bununla birlikte yaş ilerledikçe de hızlı bir şekilde azaldığı tahmin edilmektedir. Enürezisinin yaygınlığı ise 5 yaşlarında % 5 – 10, 9 ve 10 yaşlarında % 1,5 – 5 civarında değişen oranlardadır. 15 yaş ve üstü ergenlerde ise % 1 civarlarındadır. Yaşla birlikte enürezisinin de yaygınlığı azalmaktadır.
Peki neler yapılmalıdır veya yapılmamalıdır?
Burada tuvalet eğitimi önemli bir noktadır. Tuvalet eğitimi için en küçük yaş çocuğun 18. ayıdır. Bu aydan önce tuvalet eğitimine başlanmamalıdır. Çünkü çocuk 1,5 yaşından önce böyle bir eğitime hazır değildir. Erken tuvalet eğitimi çocuğunuzun sizinle inatlaşmasına sebep olabilir. Bununla birlikte vereceğiniz eğitim çocuğunuzun fizyolojik ve psikolojik olarak zarar görmesine fırsat vermeyecek bir şekilde aşırı titiz, kuralcı ve baskıcı bir tutumdan uzak durularak, cezalardan da kaçınarak yapılmalıdır.
Zorlu yaşam olayları da dışa atım problemlerini ortaya çıkarabilir. Örneğin çocuğunuzun ders başarısının kötü olması, ailesi olarak sizlerle, öğretmenleri veya arkadaşları ile sorun yaşaması, bazen de ailede kavga, boşanma, ölüm vb gibi travmatik olaylar olduğunda hatta aileye yeni bir bebek yani ona bir kardeş gelmesi gibi olumlu da olsa istemediği/beklemediği durumlar meydana geldiğinde çocuğunuz kendisini yalnız, çaresiz veya değersiz hissedebilir.
Bundan dolayı da kendisini sözel olarak ifade edemeyip davranışsal olarak böyle bir ifade yoluna gidebilir. Bu noktada çocuğunuzun size her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır ve dengeli bir tutum içerisinde ona sevginizi ve onun yanında olduğunuzu gösterebilirsiniz. Burada da önemli olan kavram denge kavramıdır. Ne aşırı hoşgörülü ve aldırmaz bir tutum sergilemeli ne de sert ve katı bir tutumla çocuğunuzun üzerine gitmelisiniz. Sadece çocuğunuzu anlamalı ve bu sorunun üzerinden gelmek için beraber çaba harcamalısınız.
Ve bütün bunları bilerek çocuğunuz için en yakın zamanda bir çocuk – ergen ruh sağlığı uzmanından randevu almayı unutmamalı, bununla birlikte bu durum sizleri de olumsuz olarak etkileyebileceği için hem kendiniz için hem de çocuğunuz için bir psikolog desteği almaktan hiçbir zaman vazgeçmemelisiniz.
Mutlulukla kalın…
AYŞE NURCAN ÖZÜÇAĞLIYAN
Klinik Psikolog / nurcan.psikolog@gmail.com