Günümüzden 55 yıl önce ünlü fizikçi John Wheeler ve çalışma arkadaşı Bryce DeWitt kuantum fiziği teorisini tüm evrene uygulamaya karar vererek sonuçlarını görmek istediler. Kara deliklere adını veren nükleer fisyonu bulan, uzay-zamandaki kestirme geçitleri tanımlayan Wheeler, Einstein'ın genel görelilik kuramını deneylerde kullanılabilecek hale getiren bol ödüllü bir dahidir. Wheeler, kuantum fiziği teorisini, tüm evrene uygulayarak "Zamanı Öldüren Denklem" geliştirdi ve evrenin kuantum evresinde zaman diye bir şeyin olmadığını gözler önüne sermiş oldu! Aklınıza gelen herşeyin çözümüne yönelik yeni bir bakış açısı ile birbirinden farklı cihazlar ve tedavi yöntemleri zamanın durduğu bu aşamada çözüme kavuşturulmaya çalışılıyor.
Kuantum Fiziği'nin İnsan Hayatındaki Etkileri
Bilim dünyasını doğduğu günden bugüne heyecanlandıran ve üzerinde daha fazla araştırma yapmaya yönelten Kuantum Fiziği'nin Klasik Fizik'ten birçok sebepten dolayı ayrılması, onun sınırlarının ve yapısının çok farklı oluşu ve hayatımıza girme çabalarını sindirmek ya da onu alıştığımız bakış açısından farklı bir bakış açısıyla bakmamız gerekliliği çabuk gerçekleşmesini bekleyebileceğimiz bir durum değildir. Ama Kuantum'dan yola çıkılarak yapılan çalışmalar; "Kuantum Düşünce Yöntemleri", "Kuantum Tedavi Yöntemleri", "Kuantum Fiziği" temel alınarak yapılmış bilgisayarlar daha şimdiden hayatımızda önemli değişiklikler yapacak gibi görünüyor. İşte özünde bir yerde Wheeler'in kuramının ışık tuttuğu ve kuantum ışıltıları görünen bazı teknolojiler;
Sanal Gerçeklik Ve Bazı Cihazlar
Teknik olarak sanal gerçeklik terimi bireylerin orada olma hissini yaşadığı bilgisayar kaynaklı 3 boyutlu ortamlar için kullanılıyor. Kullanıcılar, çeşitli çevre birimleri (kasklı ekran vb.) aracılığıyla sanal ortamlara dahil oluyor. Kelimeler her zaman aktarılan niyetin basit bir yoludur. Sanal gerçeklik, basit sözlü yaklaşımlardan daha çok, tam olarak ne demek istediğimizi bir başkasına göstermenin yolunu açıyor. Kelimelerin sınırları, ilettikleri anlamların okuyucu veya dinleyicinin onlara kattığı anlamlar kadar detaylı olmasından kaynaklanıyor. Bu yüzden sanal gerçeklik, iletişimin evrim geçirip hayal güçlerimiz arasındaki boşluğu birleştirme olasılığını sunuyor. Sanal gerçekliği bize deneyimletmek amacıyla icat edilmiş cihazlar şöyle;
Oculus Rift
Oculus Rift sanal gerçeklik curcunasını başlatan cihaz. 21 yaşındaki Palmer Luckey tarafından geliştirildi, Kickstarter tarafından fonlandı ve Facebook tarafından 2 milyar dolar gibi bir rakama satın alındı. Oculus Rift bilgisayarınıza DVİ ve USB girişlerinden bağlanıyor ve stereo ekranlarında 3 boyutlu görüntü sağlamak için kafa hareketlerinizi takip ediyor.
Google Cardboard
Akıllı telefonu karton bir kutuya yerleştirip kafaya bir kayışla geçirmek kulağa komik gelse de Cardboard gerçekten çalışıyor ve sanal gerçekliği deneyimlemek için ucuz bir yol. Sonuçta, akıllı telefonların kafa hareketlerini takip edebilmesi için gerekli jiroskopik sensörleri ve konumlama sistemleri var.
Giyilebilen Aygıtlarda Pillerin Yerini Alabilecek Enerji Üretebilen Giysiler
Günümüzde akıllı saatlerden, giyilebilen medikal cihazlara kadar çok geniş bir yelpazede olan giyilebilen aygıtların en büyük sorunu, kısa pil ömürleri nedeniyle istenilen sürelerde kullanılamamalarıdır. Bu sınırlamalar araştırmacıların geliştirdikleri yeni bir inovasyon ile ortadan kalkacak gibi görülüyor. Bilim adamlarının geliştirdikleri esnek ve dayanıklı kumaş, insan hareketlerinden elektrik enerjisi sağlayan bir özelliğe sahip.
Sang-Woo Kim ve çalışma arkadaşları, robotik deri veya biyomedikal uygulamaların kullanımında önemli gelişmeler sağlayacak ultra esnek ve uzun ömürlü çalışan bir enerji kaynağı olan triboelectric nanogenerators "TNG" temelli bir sistem üzerine çalışmaktalar. Bu sistem günlük hareketlerden enerji elde etme prensibine dayanmakta. Nanoçubuklar ve silikon bazlı organik malzemeler ile kaplanmış gümüş bazlı kumaş ile elektrik eldesi mümkün. 12.000 kez yeniden enerji eldesi sağlanabilen bu inovasyonun yakın gelecekte günlük hayatımıza girmesi bekleniyor.
Kendini Onaran Plastik
Organik plastikten yapılan eşyalar tıpkı insan vücudu gibi iyileşerek kendini onarabilecek! Bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz sahnelerin gerçekleşmeye başladığı günümüzde en önemli gelişmelerden birine Illinois Üniversitesi imza attı. Hasar aldıktan sonra kendini onaran ve canlı insan dokusu gibi iyileştirilen polimer bazlı bir sıvı geliştiren Profesör Scott White ve ekibi araştırma sonuçlarını yayınlayarak, Polimerlerde büyük hacimli hasarların restore edilebildiğini tüm dünyaya ilan etmiş oldular.